Codemasters 2007’de başlattığı DiRT serisini, son yapımla birlikte Colin McRae isminden ayırdı. DiRT 3’te efsanenin ismi kullanılmıyor, ancak kızgın güneşin altında amansızca yarışıp ve hemen sonrasında ferahlamak için karlı tepelerin ardına düşecek olmanıza engel olmayacak bu durum…

NEREDE O ESKI COLIN’LER, MCRAE’LER

Colin McRae’nin DiRT 3’te ismen geçmeyeceğini öğrendiğimde hüzünlenmiştim doğal olarak. Hele ki Codemasters DiRT serisine geçmeden önceki Colin McRae’leri daha çok seven biriyseniz benim gibi, DiRT 3’e gıcık olmanız için elinize bir sebep geçmişti. Ne yalan söyleyeyim, DiRT’ler her ne kadar başarılı oyunlar olsa da ben WRC organizasyonunu yansıtan, saf ralli oyunu olan önceki Colin McRae yapımlarını daha çok seviyorum. WRC’nin lisanslı parkurlarında, lisanslı sürücüler ve araçlarla yarışmak, puanlamada zirve mücadelesi verip WRC şampiyonu olmak çok daha cazip geliyor.

Son oyunla birlikte artık bırakın WRC’yi, Colin McRae’nin dahi ismen geçmeyecek olması o günlerin çok geride kaldığını kanıtlıyordu benim için, ta ki oyunun kutusunda ‘Seride en fazla Ralli içeriği olan yapım’ sloganını görene kadar. Heyecanlanmadım desem yalan olur, DiRT 3’ün yayınlanan görüntüleri, videoları ve önceki DiRT’lerden bildiklerimiz zaten insanı heyecanlandıracak türdendi, bu sloganla daha da istekli hale geldim oyunu oynama konusunda.

Serinin önceki oyunları gibi süslü menüler beklemiyor sizleri, hele ki padok temalı 3 boyutlu menüden sonra bu yapımın menüsü oldukça basit geliyor insanın gözüne ve bence çok daha iyi olmuş böylesi. Elimizde DiRT Tour, çoklu oyuncu modu ve tek kişilik oynama seçeneği var. DiRT Tour’a başlarken profil oluşturuyor, karakterinizin adını, lakabını ve ulusal kimliğini belirliyorsunuz.

Yapımın ana modu olan DiRT Tour’u ‘kariyer’ modu olarak düşünebiliriz. Zirveye giden yolda 4 tane piramit bulunuyor, hepsi birer sezon olarak değerlendiriliyor. Kendi içlerinde 4 bölümden oluşuyor bu sezonlar ve her bir bölümde 4 adet yarış bulunuyor. Bu yarışları tamamladıkça finallere, finallerden sonra ise diğer bölüme geçiş yapabiliyorsunuz. Siz yarışlarda başarılı olup ve podyuma çıkıp puan topladıkça kilitli olan bölümler açılıyor. Bir diğer bölüme geçebilmek için ya da bir diğer sezona geçebilmek için, bir önceki bölümün veya bir önceki sezonun tüm yarışlarını tamamlamak zorunda değilsiniz. Kilitleri açacak kadar puan topladığınız zaman ilerleyebilir, bölümün diğer yarışlarını es geçebilirsiniz.

DiRT Tour’da oyunda bulunan tüm yarış modlarına rastlayacaksınız. Yarış çeşitlerine değinmeden önce, danışman sisteminden bahsedeyim. Biri bayan biri bay iki rehberiniz bulunuyor, ikisi de genelde haklarını susmamaktan yana kullanıyorlar, hele erkek olan; aman Allah, yok böyle bir şey. Tamam arada faydalı bilgiler veriyorsun da, biraz sus be dostum. İşin kötü tarafı o size bir şeyler anlatırken geçemiyorsunuz videoyu, izlemek ve dinlemek zorundasınız.

Bu sistemde söylediğim gibi yarışları kısaca tanıtıyor, bazen pistlerden bahsediyor, ayrıca sürüş ve araç ayarlarınızı nasıl belirleyeceğinizi anlatıyor danışmanlarınız. Ayrıca ulaştığınız itibar seviyesine göre takımlardan gelen tekliflerden haber veriyorlar ki, itibar puanınız yarışlarda podyuma çıktıkça ve yarışa özel hedefleri tamamladıkça artıyor. Dünyanın bir numaralı yarışçısı olmadan önce yeterince itibar sahibi olmanız gerekiyor.

‘SOLA DOĞRU KESKIN DÖNÜŞ VAR!’

DiRT serisinin en önemli özelliklerinden biri de; birçok yarış çeşidiyle, bu yarışlara uygun farklı farklı araçları barındırması. Ralliden düelloya, zamana karşı yarıştan ‘rallycross’a kadar birçok müsabaka bulunuyor. Ralli yarışları gerçekten de artırılmış, ancak hala WRC’nin tadını veremiyor, lisanslı haliyle onun yeri başkaydı. Bunu da bir eksi olarak algılamayın tabi, sadece benim için önemli olan belki size ufak gelebilecek bir detay. Neyse ki yardımcı pilotu es geçmiyorlar da rallinin tadını biraz alıyoruz. Bu arada yardımcı pilotun basit cümlelerle mi, yoksa detaylı bir anlatımla mı size yolu tarif etmesini ayarlayabiliyorsunuz.

Tıpkı serinin diğer üyelerinde olduğu gibi DiRT 3’te de Subaru’dan BMW’ye, Toyota’dan Ford’a, Fiat’tan Peugeot’ya kadar birçok araç bulunuyor. Tabi yarışların çeşidine göre araç sınıfları da değişiyor; bazen 4×4 kamyonetlerle kapışırken, bazen de klasik ralli araçlarıyla tozu dumana katacaksınız. Oyunun zorluğunu ve sürüş yardımcılarını kendinize göre ayarladığınız zaman yarış keyfi ikiye katlanacaktır.

DiRT ve DiRT 2’nin yapımında kullanılan EGO motorunun modifiye edilmiş haliyle geliştirilmiş DiRT 3. Öncelikle çevrenin mükemmel hazırlandığını söylemeliyim. DiRT Tour esnasında Monaco, Los Angeles, Finlandiya, Kenya, Michigan ve Norveç gibi yerlere uğruyoruz ve hepsi mükemmel bir şekilde yansıtılmış. Kenya’da kızgın güneşin altında yapacağınız ralli, toz ve duman ekran karşısında terlemenize sebep olabilir. Hemen sonrasında Norveç’in karlı tepelerine ya da Michigan’ın yağmurlu ormanlarına yapacağınız bir ziyaret iyi gelecektir.

Araç modellemeleri de oldukça başarılı ve gerçekçi. Önceki yapımlarda kokpit kamerasında oynarken araç konsollarının ufak tefek eksileri göze çarpıyordu, bazı detayları gözden kaçırmıştı Codemasters. Yeni motoruyla buna da bir düzenleme gelmiş belli ki. Motor seslerini zaten çok iyi yansıtıyorlardı oyuna, DiRT 3’te de bu çizgilerinden sapmamışlar.
Çözüm getirmedikleri tek şey etraftaki seyirciler olmuş anlaşılan. Yarışa odaklandığınız zaman hiç fark etmiyorsunuz, ancak dikkatli baktığınız zaman ne kadar basit hazırlandıklarını görebilirsiniz. En azından önlerinde kaza yaptığınız zaman dönüp baksınlar, ya da bir tepki versinler. Onu da yapmaktan aciz seyirciler maalesef. Mükemmel çevre tasarımları, gece-gündüz yarışları ve başarılı ışık-gölge oyunları sayesinde çok kafaya takmamak lazım tabi bu eksiği.

Araçların çevreye göre verdiği tepkiler de oldukça gerçekçi olmuş ancak oldukça hassas bir kullanım gerektiriyor yapım. Asfaltın, toprak zeminin ve karlı yolun farkını aracınızı sürerken çok net hissettiriyor yapım size. Hassaslık nedeniyle klavyede oynamak çok kolay olmuyor elbette, kaliteli bir direksiyon setiyle çok daha keyifli olabilir DiRT 3.

SONUÇ

Sizi yeterince oyalayacak olan tek kişilik modun yanında, farklı yarış seçenekleri içeren multiplayer moduyla da DiRT 3’ü kolay kolay PC’den kaldırmazsınız. Özellikle ‘Bayrak Kapma’ yarışı çok keyifli ve bana Flatout’ta birbirini yiyen araçları hatırlatıyor buradaki mücadeleler. Şahane görsellerin yanında başarılı sesler ve müzikler olunca bir yarış oyunundan, harita konusunda daha fazla çeşit istenebilirdi. İyi olan hasar modellemesi daha da iyi olabilirdi ve seyirciler biraz daha yarışa ortak edilebilirdi.